İnegöl’de Saadet Sürprizi

Yaklaşan 31 Mart Yerel Seçimlerinde adaylar seçmenlerle buluşurken diğer taraftan adayların anketlerde yerel bazda puanları ortaya çıkmaya başladı.

Net-Ar araştırma şirketi ( https://netarastirma.com/tr/anket_sonuc ) Bursa’nın beş ilçesinde yaptığı anket sonuçlarını açıkladı.

Net-Ar araştırma şirketi 2012 kişiyle yaptığı anketin sonuçlarına göre,

İnegöl’de Alper Taban yüzde 38,7 ile önde giderken Saadet Partili Hasan Eroğlu yüzde 32,1’lik puan ile ikinci sırada seçmenin desteğini almış.

Diğer dört ilçede ankette çıkan sonuçlar şöyle:

Mudanya: CHP Deniz Dalgıç Yüzde 40,1 iken

Nilüfer: CHP Şadi Özdemir yüzde 48,5

Osmangazi: AK Parti Mustafa Dündar yüzde 42,3

Yenişehir: MHP Davut Aydın yüzde 45,6

İnegöl’de Saadet Sürprizi yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Saadet Partisi Bursa il Başkanlığının 15 Temmuz Demokrasi Meydanında düzenlediği iftar programında konuşan Saadet Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İkram Akkaya, Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a seslenerek, “İsrail’le ticareti ve diplomatik ilişkileri kesin biz de seçimden lehinize çekilelim” dedi.

İKRAM AKKAYA ALİNUR AKTAŞ’A SESLENDİ

Buradan Alinur Aktaş’ın şahsında iktidara seslenmek istiyorum.

“Ve diyorum ki yapılsın adil pazarlık yapılacaksa.”

Gelin sizinle bir anlaşma yapalım:

İsrail’le ticareti ve diplomatik ilişkileri keseceğinizi,

İsrail’i devlet olarak tanımayacağınızı,

İsrail’in bu coğrafyada yaşam hakkının olmadığını,

Türkiye’nin dış politikasını İsrail’i bu coğrafyadan söküp atma üzerine inşa edeceğinizi ilan edin.

İslâm Ortak Pazarını,

İslâm Nato’sunu,

İslâm Birliğini kuracağınızı ilan edin.

Biz de seçimden çekilelim ve bu onurlu tavrı destekleyelim.

Zira Gazze’de öldürülen bir çocuğun tırnağını değişmeyiz sizin başkanlığınıza” dedi.

Saadetli İkram Akkaya Alinur Aktaş lehine çekilirim yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

GEMLİK’LE OYNAMAYI BIRAKIN. yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Osman Satık; “20 yıldır yerelde belediye kadrolarına sahip olan iktidarın Osmangazi’ye yapmış olduğu yatırım Osmangazilinin genel bütçeye Bursa’ya olan katkısına rağmen verdiğinin ancak yüzde 8,2 oranında olması üzücüdür. 15 yıldır katıksız belediye başkanı olan sayın Mustafa Dündar’ın ilçeye kazandırdığı hizmet her dönem için en az 50 vaadine rağmen bir elin parmak sayısını geçmemektedir. Elde olan Panorama 1326 ile nefes alınacak alan yapmak yerine şehrin kalbini betona gömdüğü bir meydanın kaba inşaatına imza atan sayın Mustafa Dündar son dönemini 17 ilçede bilbordlara milyonlar dökerek Büyükşehir Belediyesi’ne oynadığını açıkça ortaya koymaktadır. Zaten verdiğini yatırım olarak alamayan Osmangazililerin parasını 17 ilçenin reklamlarına peşkeş çekilmesi zulümden öteye gitmemektedir! ” dedi.

“İmtiyazlı İmar Uygulamalarına Son Vereceğiz!”

Satık; “Osmangazilinin teveccühüne mazhar olursak ilk işimiz, rüşveti, israfı, yolsuzluğu ve adam kayırmayı önleyeceğiz. Çünkü; şimdiye kadar fütursuzca yapılan harcamalar Osmangazi’nin gelişimini engellemiş sayın Dündar’ın görevi dahilinde lokal bazı yapılaşmalar dışında ilçe vitrin olmaktan çıkmıştır. AK Partiden kim aday olursa olsun bilinç altına yerleşmiş zihniyet devam edecek, Osmangazi bir 5 yıl daha kaybedecektir. Geçmişteki belediyecilik anlayışımız hala hafızalardadır. Referansımız geçmişimiz. Sahaya çıktığımızda mütevazi davranışlarımız vatandaşımızın dertlerini bize yansıtmasını kolaylaştırırken AK Partiden sahada biz hiçbir kimseyi göremiyoruz. Osmangazi Belediyesi’nin ise 1,5 yıldır sokaktan çekilmiş görüntüsü de dikkatimizi çekmektedir. Sokaklarda sadece temizlik görevlilerinin dışında tek bir yetkili belediyeden gözükmemektedir. Osmangazi Belediye Meclisi her ay toplanıyor, Saadet kadroları olarak aldığı kararları inceledik. İncelediğimiz evraklarda arsa bazlı ve imtiyazlı imar uygulamalarının Osmangazi ilçesinde adaletsizliğe ve görüntü kirliliğine sebep olduğunu gördük. Bizim dönemimizde bu uygulamalara son vereceğiz. Halkın milyonlarca lirasının betona gömülmesinin insafsızlık olduğunu belirtmek isterim. Özetle Saadet Partisi başa gelecek, hortumla bitecek!” dedi.

Saadet Partisi Osmangazi Aday Adayı Satık; “Dündar’ın Büyükşehir Hayali Yüzünden Osmangazililerin Paraları Bursa’ya Saçılıyor yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Kadın Kolları Başkan yardımcısı Betül Arakız 15 Temmuz Demokrasi Meydanında yaptığı açıklamada Ülkemizin Saadet’i, dışarıda değil yine ülkemizin kendi elindedir dedi.

Arakız, Yerli Malı Haftası, tutumlu ve bilinçli bir tüketici olmanın öneminin anlatıldığı ve yurt genelinde tüm okullarda 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan özel bir haftadır. Yerli malı; ülkede yetiştirilen, üretilen her türlü mal anlamına gelmektedir ve yerli malı haftası ile de yerli üretim ve tüketim desteklenerek teşvik edilmektedir.

Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda Türkiye, savaştan ağır yaralı çıkmış fakir ve çağın gerisinde kalmış, sanayileşmemiş bir ülkeydi. Bu durumun kısa süre içinde düzenlenmesi için iktisat kongreleri yapıldı. Ülkenin dört bir yanından sanayiciler, büyük çiftçiler toplantıya katıldı. Toplumsal üretimde yerli malı kullanılmasına karar verildi. İthalatın azaltılması, mümkün olduğunca yerli üretimin kullanılması teşvik edildi.

Sonrasında Millî Görüş Lideri Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın atmış olduğu adımlar, başlattığı çalışmalar, açtığı fabrikalar ve Milli gelir itibariyle de ilk 15 ülke arasına girmek için 8-10 ülkeyi geçmek için sunmuş olduğu hedeflerle yeryüzünde önemli maddeler üretiminde ilk 10 ülke arasına girileceğini, bunun da büyük bir hamle olacağını yaparak göstermiştir.

Bu hamleler işsizlikten kurtulmanın reçetesi olarak görülüyordu. Ve tabi ki dış ticaret açığını kapatmanın da reçetesiydi. Bu hamleler ağır sanayiye sahip olarak güçlü Türkiye‘yi kurmanın, fabrikalarını kendisi kuran güçlü ve müreffeh Türkiye‘nin reçetesiydi ve bu bir ağır sanayi hamlesiydi. Ve cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlesi olmuştu.

Ancak günümüze geldiğimizde ülkemizdeki tarım alanları son 10 yılda yüzde 5; son 19 yılda ise yüzde 12 geriledi. Resmi verilere göre 2001 yılında kayıtlı tarım alanları 26 milyon 350 bin hektar iken 2010 yılında bu miktar 24 milyon 395 bin hektara, 2020 yılında ise Türkiye’de tarım alanı 23 milyon 136 bin hektara düştü. Çiftçi sayısı 2021 yılı sonu itibariyle 512 bine kadar geriledi, son 5 yılda yaklaşık yüzde 29, son 10 yılda ise yüzde 55 civarında azaldı. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) verileri, çiftçi sayısının son yılların en düşük seviyesine gerileyerek 2022 Ocak ayı itibarıyla çiftçi sayısında yüzde 13,2 (75 bin) azalış görüldüğünü göstermektedir. TEPAV araştırmasındaki söz konusu düşüşle birlikte, çiftçi sayısının 493 bine gerilediği belirtilmiştir.

31 Ekim 2006 yılında 5553 sayılı tohumculuk yasası çıkarıldı. Bu yasayla çiftçinin elinden doğal tohumlar alındı ve yerli tohum kullanan çiftçiye destekleme yapılmama kanunu uygulamaya konuldu. Uluslararası Para Fonu (UPF: IMF), Dünya Bankası (DB: WB) ve Avrupa Birliği gibi kuruluşların ülkemiz tarımına yapmış olduğu dolaylı müdahaleler, tarım işletmelerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Türkiye uzun yıllar tarımsal üretimde başarılı ve kendi kendine yetebilen bir ülke konumunda idi. Anadolu, buğday ve arpanın anavatanı olarak bilinmektedir ancak bu bereketli topraklar, çiftçinin tüm uyarılarına rağmen üretim gücünü yitiriyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) hazırladığı son raporda ülkelerin üretim ve ithalat rakamlarına göre Türkiye 2021- 2022 sezonunda hem buğdayda hem de arpada dünyanın en çok ithalat yapan ilk 3 ülkesinden biri olarak lanse edilmiştir. Türkiye maalesef buğday tüketim ihtiyacında Ukrayna ve Rusya’ya bağımlı bir hale gelmiştir.

Son dönemde yaşadığımız tecrübeler üretime dayanmayan bir ekonominin kırılgan olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Saadet Partisi olarak diyoruz ki; ülkemizin üretim kapasitesini ve katma değeri artıracak yapısal reformların hız kazanması gerekmektedir. İvedilikle kapsamlı ve planlı bir sanayileşme hamlesi başlatarak milyonlarca işsizimize istihdam sağlarken üretime dayalı bir ekonomi inşa edilmelidir. Kalkınmanın hem hedefi hem de kaynağı insandır. Bu bakış açısıyla ülkemizin imkânlarını, reel sektöre, üretime dönük yatırımlara aktararak yeni bir kalkınma hamlesi başlamalıdır.

Bizler ülkemizin kadınları olarak mutfağımızda kendi tarlalarımızın mahsulünü kullanmak istiyoruz.

Bizler, yavrularımıza ithalatın ne demek olduğunu anlatmak değil, ülke zenginliklerimizden bahsetmek istiyoruz.

Ucuz ve kaliteli gıdaya ulaşımı kolay olmasını istiyoruz.

Ve biz biliyoruz ki; çiftçimiz kazandıkça 85 milyon kazanır, tarım sektörü ayağa kalkınca Türkiye şaha kalkar!

Çünkü bizler, yerli üretim yerli tüketim ve milli kalkınmanın hayat bulması için çalışıyoruz. Ülkemizin Saadet’i, dışarıda değil yine ülkemizin kendi elindedir” dedi.

Ülkemizin Saadet’i, dışarıda değil yine ülkemizin kendi elindedir. yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Atmaca, Meclis Konuşmasında İktidarın Konut Politikasını Faydasız ve Anlamsız Buldu.

Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, iktidarın konut politikasını eleştirdi. Atmaca, iktidarın vatandaşları fakirleştirdiğini, krediye, faize mahkûm ettiğini belirterek, konut kredilerinde banka ve sigorta muameleleri vergisine istisna getirme çabalarını faydasız bir girişim olarak değerlendirdi.

“İktidar, İnsanımızla Dalga Geçiyor!”

Atmaca’nın sosyal medya hesaplarından paylaştığı konuşmasında, “İktidara geldiğiniz günden beri insanımızı fakirleştiniz, krediye faize mecbur ettiniz. Bugün vatandaşlarımızla alay eder gibi, konut kredilerinde banka ve sigorta muameleleri vergisine istisna getirmek istediğinizi söylüyorsunuz. Vatandaşlarımızla dalga geçmeyi bırakın!” ifadelerini kullanan Atmaca, iktidarın konut politikasını diğer tüm politikaları gibi faydasız ve anlamsız bulduğunu vurguladı.

“Milletvekilleri Bile Bu Şartlarda Ev Sahibi Olamaz”

Atmaca, konuşmasında ayrıca, “Mevcut sistemde biz milletvekilleri bile sadece vekil maaşıyla 10 yıl vadeyle ev sahibi olamazken, yeni iş kurmuş veya hayatını yeni kazanmaya başlamış bir kişinin memur ya da özel sektör fark etmez ev ve araba sahibi olması imkânsız” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“Kalıcı Çözümler Bulunmalı”

Atmaca, konuşmasının devamında, “İnsanımızın en temel ihtiyacı olan barınma sorununa kalıcı çözümler bulmak adına göçü önleyen, nüfusu Anadolu’ya yayan, insanı toprakla buluşturan tedbirler alın ve kentsel tasarımlar yapın.” çağrısında bulundu. Atmaca, iktidara barınma sorununu çözmek için daha etkili adımlar atmaları çağrısında bulunarak, politikalarını gözden geçirmeye davet etti.

Saadet Partisi Milletvekili Mehmet Atmaca’nın bu çıkışı, konut politikası üzerine devam eden tartışmaların önemli bir yansıması olarak dikkat çekti. Atmaca’nın sözleri, sosyal medyada geniş bir yankı buldu.

Saadet Partisi Milletvekili Mehmet Atmaca: Milletimizle Dalga Geçmeyi Bırakın yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduktan sonra çıkışta basın açıklaması yapan Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Ali Osman Karahan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

Karahan, 1947 yılından bugüne Siyonist İsrail yetkilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda, Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal edildiğini, Terörist israil sistematik katliamlarla yüz binlerce Filistinliyi öldürdüğünü söyledi.

Karahan “Özellikle Gazze’de İsrail tarafından 16 yıldır devam eden kuşatma sonucu tüm insanlığın gözü önünde masum kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere iki buçuk milyon insan gıda, su, ilaç, tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynakları gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmıştır.

Bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir.

7 Ekim 2023 tarihinde ağır ambargo ve abluka altındaki Gazzede yaşıyan filistin halkı işgal edilen topraklarını  işgalci Siyonist israilden geri alabilmek ve meşru müdafaa haklarını kullanarak direnişe geçmiştir.

Siyonist terörist İsrail , uyguladığı ablukayı artırmakla kalmamış, İnsanlığa Karşı Suçların en ağırlarını masum sivillere, çocuklara ve kadınlara karşı işlemiştir.

Bunun da ötesinde Siyonist İsrail yetkililerinin verdiği talimatlar doğrultusunda işgal ettiği Filistin topraklarında , masum sivil halka karşı büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamıştır.

Sistematik hale gelen bombardımanlarla Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek soykırıma varacak derece büyük bir insanlık suçu işlemiştir.

Siyonist İsrailin insanlık dışı saldırıları sonucu öldürülen canların 1500’den fazlası ne yazık ki çocuklardır.

Filistin’deki masum insanlar acılarını yaşayamadan, paylaşamadan başta Batı Şeria ve Kudüs olmak üzere çocuk katili devlet sıfatını alan İsrail’in haksız tutuklamalarına ve işkence eylemlerine maruz kalmışlardır.

İşgalci İsrail güçleri, tarafından 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 3 bin 785 kişi hayatını kaybetmiştir. 3.785 kişiden 1524’ünün çocuk 1000’inin ise kadın ve diğerlerinin de masum sivillerden olduğu anlaşılmaktadır.

Terörist İsrail’in saldırılarında yaralanan kişi sayısının 12 bin 493 olduğunu yaralılardan 3 bin 983’ünün çocuk, 3 bin 300’ünün ise kadın olduğunu  anlaşılmaktadır.

İşgalci İsrail şu ana kadar tüm uluslararası sözleşmeleri, insanlığın ortak birikimi olan vicdani değerleri hiçe sayarak Gazze özelinde tüm Filistin halkını yok etmek amacıyla tüm kutsal kitapların lanetlediği eylemleri yapmaktan geriye durmamıştır. Bu eylemler açık ve inkâr edilemez bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur.

Siyonist İsrail güçleri tarafından tüm insan haklarına saldırılmış, savaşta dahi uygulanması gereken en temel hukuk kurallarına aykırı hareket edilmiştir.

En şiddetli hava saldırıları ile hastaneler bombalanmıştır.

Tüm dünyanın gözü önünde olan bu vahşet, insanlığa, topluma karşı işlenen, suçlara karşılık Saadet Partisi olarak hukuksal bir mücadeleyi başlatıyoruz.

Siyonist israilli yetkililer tarafından , masum insalara karşı canice işlenen bu terör suçlularını işleyen ve  destekleyen tüm şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunduk.

Ülkemizin ulusal yayın organlarında, uluslararası haber ajanslarının tamamına yakınının yazılı, sesli ve görsel yayınlarında; Devletlerin, uluslararası kuruluş ve örgütlerin yazılı ve görsel ifade, beyan, kınama ve yardım çağrılarında şüphelilerin söz konusu insanlık dışı suçları kasti işledikleri ortada olup bu hususlara yönelik delil sunmak izahtan uzaktır.

Bu cihetle şüpheliler hakkında soruşturma ve kovuşturulma yapılması elzemdir. Suç duyurumuz neticesinde gerekli soruşturmanın yapılması ve hukuk çerçevesinde faillerin en şedit şekilde cezalandırılmalarını talep etmekteyiz.

Saadet Partisi olarak yaptığımız basın açıklamamıza katılan, mazlum Filistin halkının yanında olduğunu gösteren siz değerli katılımcılara saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum” dedi.

Saadet Partisi Bursa’dan İsrail’e suç duyurusu yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Ali Osman Karahan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bursa Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığına avukatlarıyla gelen Ali Osman Karahan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra çıkışta basın açıklaması yaptı.

Karahan, 1947 yılından bugüne Siyonist İsrail yetkilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda, Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal edildiğini, Terörist israil sistematik katliamlarla yüz binlerce Filistinliyi öldürdüğünü söyledi.

Karahan “Özellikle Gazze’de İsrail tarafından 16 yıldır devam eden kuşatma sonucu tüm insanlığın gözü önünde masum kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere iki buçuk milyon insan gıda, su, ilaç, tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynakları gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmıştır.

Bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir.

7 Ekim 2023 tarihinde ağır ambargo ve abluka altındaki Gazzede yaşıyan filistin halkı işgal edilen topraklarını  işgalci Siyonist israilden geri alabilmek ve meşru müdafaa haklarını kullanarak direnişe geçmiştir.

Siyonist terörist İsrail , uyguladığı ablukayı artırmakla kalmamış, İnsanlığa Karşı Suçların en ağırlarını masum sivillere, çocuklara ve kadınlara karşı işlemiştir.

Bunun da ötesinde Siyonist İsrail yetkililerinin verdiği talimatlar doğrultusunda işgal ettiği Filistin topraklarında , masum sivil halka karşı büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamıştır.

Sistematik hale gelen bombardımanlarla Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek soykırıma varacak derece büyük bir insanlık suçu işlemiştir.

Siyonist İsrailin insanlık dışı saldırıları sonucu öldürülen canların 1500’den fazlası ne yazık ki çocuklardır.

Filistin’deki masum insanlar acılarını yaşayamadan, paylaşamadan başta Batı Şeria ve Kudüs olmak üzere çocuk katili devlet sıfatını alan İsrail’in haksız tutuklamalarına ve işkence eylemlerine maruz kalmışlardır.

İşgalci İsrail güçleri, tarafından 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 3 bin 785 kişi hayatını kaybetmiştir. 3.785 kişiden 1524’ünün çocuk 1000’inin ise kadın ve diğerlerinin de masum sivillerden olduğu anlaşılmaktadır.

Terörist İsrail’in saldırılarında yaralanan kişi sayısının 12 bin 493 olduğunu yaralılardan 3 bin 983’ünün çocuk, 3 bin 300’ünün ise kadın olduğunu  anlaşılmaktadır.

İşgalci İsrail şu ana kadar tüm uluslararası sözleşmeleri, insanlığın ortak birikimi olan vicdani değerleri hiçe sayarak Gazze özelinde tüm Filistin halkını yok etmek amacıyla tüm kutsal kitapların lanetlediği eylemleri yapmaktan geriye durmamıştır. Bu eylemler açık ve inkâr edilemez bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur.

Siyonist İsrail güçleri tarafından tüm insan haklarına saldırılmış, savaşta dahi uygulanması gereken en temel hukuk kurallarına aykırı hareket edilmiştir.

En şiddetli hava saldırıları ile hastaneler bombalanmıştır.

Tüm dünyanın gözü önünde olan bu vahşet, insanlığa, topluma karşı işlenen, suçlara karşılık Saadet Partisi olarak hukuksal bir mücadeleyi başlatıyoruz.

Siyonist israilli yetkililer tarafından , masum insalara karşı canice işlenen bu terör suçlularını işleyen ve  destekleyen tüm şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunduk.

Ülkemizin ulusal yayın organlarında, uluslararası haber ajanslarının tamamına yakınının yazılı, sesli ve görsel yayınlarında; Devletlerin, uluslararası kuruluş ve örgütlerin yazılı ve görsel ifade, beyan, kınama ve yardım çağrılarında şüphelilerin söz konusu insanlık dışı suçları kasti işledikleri ortada olup bu hususlara yönelik delil sunmak izahtan uzaktır.

Bu cihetle şüpheliler hakkında soruşturma ve kovuşturulma yapılması elzemdir. Suç duyurumuz neticesinde gerekli soruşturmanın yapılması ve hukuk çerçevesinde faillerin en şedit şekilde cezalandırılmalarını talep etmekteyiz.

Saadet Partisi olarak yaptığımız basın açıklamamıza katılan, mazlum Filistin halkının yanında olduğunu gösteren siz değerli katılımcılara saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum” dedi.

Saadet Partisi Bursa İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Ülkemiz genelinde ise tepkiler gittikçe artıyor.

Filistin meselesi üstüne ülkemizde en çok hassas olan kesim her zaman Milli Görüşün tek temsilcisi olan Saadet partililer olmuştur. İsrail’in zulümlerine ilk tepkileri konsolosluk önlerinde yaptıkları eylem ve Maltepe mitingi organizasyonu idi.

Şimdide Saadet Partisi Türkiye geneli 81 ilde katil terör devleti yöneticileri hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunuyorlar.

Saadet Partisi Bursa il başkanlığı da Sosyal medya hesaplarında Cuma günü Bursa Adliyesine israil yöneticileri hakkında suç duyurusu yaparak ardından basın açıklaması yapacaklarını kamuoyuna duyurdular.

Saadet Partisi il başkanlığı hesaplarında;

“Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı olarak 27 Ekim Cuma günü (yarın), Filistinli kardeşlerimizin maruz kaldığı insan hakları ihlalleri ve savaş suçları sebebi ile bu suçun faili olan İsrail’li yetkililer hakkında Bursa Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığına (Uluyol) suç duyurusunda bulunulacak ve Adliye önünde basın açıklaması yapılacaktır” denildi.

Filistinli kardeşlerimizin maruz kaldığı insan hakları ihlalleri ve savaş suçları sebebi ile bu suçun faili olan İsrail’li yetkililer hakkında 27 Ekim Cuma günüBursa Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunup ve Adliye önünde basın açıklaması yapılacaktır. pic.twitter.com/AfbLBk7JnX

— BursaSaadet (@bursa_saadet) October 26, 2023

Bursa’dan İsrail’li yöneticilere suç duyurusu yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Karahan ”

Aklımız Filistin’de, dillerimiz mazlum kardeşlerimiz için duada, kalbimiz ise Mescid-i Aksa’da atıyor.

Filistin meselesini Cumartesi gününden itibaren gündemlerine alanlar, bizim bu konudaki duyarlılığımızı anlayamazlar!

Filistin mücadelesini, medya ve sosyal medya propagandaları üzerinden okumaya çalışanlar elbette bizi anlayamazlar!

Üç çeyrek asırdır, akan kan ve gözyaşını görmezden gelenler, mazlumların feryatlarına kulak tıkayanlar, bizim öfkemizi ve hüznümüzü asla anlayamazlar!” dedi.

İsrail’in Normali İşgaldir, Katliamdır,

Zulümdür!

Karahan, Bir kez daha görülmüştür ki, İsrail’le bu şartlar altında “normalleşmek”, anormalleşmektir!

Zira İsrail’in normali işgaldir, katliamdır, zulümdür! Normali bu olanlarla “normalleşme” sırasına girenler de akıtılan kan ve gözyaşının sorumluluğuna ortak olduklarını bilmelidirler.

O nedenle başta Türkiye olmak üzere, İslam ülkelerinin tamamı İsrail’le tüm ilişkilerini askıya, yaptırımları ise gündemine almalıdır!

Sözün tam burasında sevgili Peygamber Efendimiz(sav)’in bir hadis-i şerifini hatırlatmak isterim; “Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbi ile o kötülüğe tavır koysun ki bu imanın en zayıf derecesidir.”

Eliyle, diliyle ve hatta kalbiyle dahi olsa bu zulüm karşısında tavır alamayanları vicdanlara ve Cenâb-ı Hakk’a havale ediyoruz.

Biz Saadet partisi olarak, elimizle düzeltebileceğimiz şeyler için değil elimizi, hatta tüm gövdemizi bu taşın altına koymakta kararlıyız!

Dilimizle Batıl karşısında Hakkı haykırmaya devam edeceğiz!

Bu sözlerle konuşmama son veriyor, sizlere ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımıza teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.

Bizler, “Zalimler için yaşasın cehennem” diyerek yolumuza inanç, azim ve kararlılıkla devam edeceğiz. Cenab-ı Allah yâr ve yardımcımız olsun! dedi.

İsrail’in Normali İşgaldir, Katliamdır, Zulümdür! yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.