Saadet Partisi Bursa il Başkanlığının 15 Temmuz Demokrasi Meydanında düzenlediği iftar programında konuşan Saadet Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İkram Akkaya, Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a seslenerek, “İsrail’le ticareti ve diplomatik ilişkileri kesin biz de seçimden lehinize çekilelim” dedi.

İKRAM AKKAYA ALİNUR AKTAŞ’A SESLENDİ

Buradan Alinur Aktaş’ın şahsında iktidara seslenmek istiyorum.

“Ve diyorum ki yapılsın adil pazarlık yapılacaksa.”

Gelin sizinle bir anlaşma yapalım:

İsrail’le ticareti ve diplomatik ilişkileri keseceğinizi,

İsrail’i devlet olarak tanımayacağınızı,

İsrail’in bu coğrafyada yaşam hakkının olmadığını,

Türkiye’nin dış politikasını İsrail’i bu coğrafyadan söküp atma üzerine inşa edeceğinizi ilan edin.

İslâm Ortak Pazarını,

İslâm Nato’sunu,

İslâm Birliğini kuracağınızı ilan edin.

Biz de seçimden çekilelim ve bu onurlu tavrı destekleyelim.

Zira Gazze’de öldürülen bir çocuğun tırnağını değişmeyiz sizin başkanlığınıza” dedi.

Saadetli İkram Akkaya Alinur Aktaş lehine çekilirim yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Bursa şehir merkezine 105 kilometre mesafede olan Büyükorhan ilçesindeki Piribeyler tren istasyonu Bursa’nın tek tren istasyonu. Şehirde yaşayan çoğu kimse Bursa’dan tren geçtiğini bilmezken, Bursa-Balıkesir sınırında bulunan istasyon Büyükorhan sakinleri tarafından kullanılıyor.

Pribeyler köyü Bursa’ya 132,6 km, Büyükorhan’a 31,7 km’dir.

Civar köylüler ve ilçe sakinleri trene binerek bağlı oldukları Bursa yerine Kütahya, Balıkesir, Eskişehir, Ankara ve İzmir’e gidiyor.

BURSA’YA TREN İLK DEFA GELMİYOR

1935 yılından itibaren hizmet veren tren bölgede yaşayan vatandaşlar için büyük nimet olarak görülüyor. Bölgede yaşayan vatandaşlar her yere trenle gidiyor.

Piribeyler köyünde yaşayan vatadaşlar “Köyümüzde bulunan tren istasyonu Bursa’nın tek tren istasyonu olma özelliğini taşıyor. Bursa’dan tren geçtiğini çoğu kimse bilmez, lakin Bursa’nın 23 kilometrelik toprağından tren geçiyor.

Burası Bursa-Balıkesir sınırında, biz her yere bu trenle gidiyoruz. Buradan geçen tren İzmir, Ankara, Balıkesir, Kütahya vilayetlerine gidiyor. Bursa’dan tren geçiyor mu diye merak edenler varsa, evet geçiyor” dediler.

BURSA’DAN 88 YILDAN BERİ TREN GEÇİYOR yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Atmaca, Meclis Konuşmasında İktidarın Konut Politikasını Faydasız ve Anlamsız Buldu.

Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, iktidarın konut politikasını eleştirdi. Atmaca, iktidarın vatandaşları fakirleştirdiğini, krediye, faize mahkûm ettiğini belirterek, konut kredilerinde banka ve sigorta muameleleri vergisine istisna getirme çabalarını faydasız bir girişim olarak değerlendirdi.

“İktidar, İnsanımızla Dalga Geçiyor!”

Atmaca’nın sosyal medya hesaplarından paylaştığı konuşmasında, “İktidara geldiğiniz günden beri insanımızı fakirleştiniz, krediye faize mecbur ettiniz. Bugün vatandaşlarımızla alay eder gibi, konut kredilerinde banka ve sigorta muameleleri vergisine istisna getirmek istediğinizi söylüyorsunuz. Vatandaşlarımızla dalga geçmeyi bırakın!” ifadelerini kullanan Atmaca, iktidarın konut politikasını diğer tüm politikaları gibi faydasız ve anlamsız bulduğunu vurguladı.

“Milletvekilleri Bile Bu Şartlarda Ev Sahibi Olamaz”

Atmaca, konuşmasında ayrıca, “Mevcut sistemde biz milletvekilleri bile sadece vekil maaşıyla 10 yıl vadeyle ev sahibi olamazken, yeni iş kurmuş veya hayatını yeni kazanmaya başlamış bir kişinin memur ya da özel sektör fark etmez ev ve araba sahibi olması imkânsız” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“Kalıcı Çözümler Bulunmalı”

Atmaca, konuşmasının devamında, “İnsanımızın en temel ihtiyacı olan barınma sorununa kalıcı çözümler bulmak adına göçü önleyen, nüfusu Anadolu’ya yayan, insanı toprakla buluşturan tedbirler alın ve kentsel tasarımlar yapın.” çağrısında bulundu. Atmaca, iktidara barınma sorununu çözmek için daha etkili adımlar atmaları çağrısında bulunarak, politikalarını gözden geçirmeye davet etti.

Saadet Partisi Milletvekili Mehmet Atmaca’nın bu çıkışı, konut politikası üzerine devam eden tartışmaların önemli bir yansıması olarak dikkat çekti. Atmaca’nın sözleri, sosyal medyada geniş bir yankı buldu.

Saadet Partisi Milletvekili Mehmet Atmaca: Milletimizle Dalga Geçmeyi Bırakın yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını büyük bir coşkuyla kutladı.

Setbaşı’nda binlerce Bursalı ve Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Örgütü’nün buluşmasıyla başlayan yürüyüş Heykel Atatürk Anıtı’nda sonladı. Atatürk’ün manevi huzurunda çelenk sunumu gerçekleştirildikten sonra kürsüye gelen CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş yürüyüşteki coşkuya dikkat çekti.

İl Başkanı Yeşiltaş, “Bu topraklar 100 yıl önce, tarihin gördüğü en büyük devrimlerden birine şahit oldu. Egemenlik saraylardan alınıp yoksul Anadolu insanına verildi. Cumhuriyet bir inançtır. Bu ülkeyi İngilizlere teslim edip, İngiliz gemileriyle kaçanların değil, Kartal İstimbotunun güvertesinden düşman gemilerine bakıp, Geldikleri gibi giderler diyen bir yüreğin inancıdır” diye konuştu.

Yeşiltaş’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Cumhuriyet, sarayın idam fetvaları Yunan uçaklarından halka atılırken, Kuvayi Milliye’ye karşı hilafet orduları kurulurken, “Ya istiklal ya ölüm” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün inancıdır.

Cumhuriyet, vatanı için ölümleri göze almış bir dâhinin, yüreğinde büyüttüğü bir inançtı. İnanıyordu. Çünkü yapılacak iş çoktu.

Bu ülkede 40 bin köy vardı. 35 bininde okul yoktu. Nüfusun sadece yüzde 5’i okuma yazma biliyordu.

Halk; veremle, vebayla mücadele ediyor, her iki bebekten biri ölüyordu. Ortalama ömür 40 yıldı. Koca ülkede sadece 550 doktor,4 hemşire vardı. Madenler ve demiryolları yabancıların elindeydi. Kadınlara eğitim hakkı yoktu, miras hakkı yoktu, seçme-seçilme hakkı yoktu. Cumhuriyet devrimleri sayesinde yorgun bir halk ayağa kalktı, kulluk bitti ve modern bir ülke kuruldu. Cumhuriyet bir destandır. Yüzyıllarca virane kalmış Anadolu’yu, tren sesleriyle, fabrika düdükleriyle inleten destanın adıdır. Köylüyü köle yapan düzeni yıkıp, köylüye milletin efendisi diyenlerin, kadını insan yerine koymayan saltanatı yıkıp, bu dünya üzerindeki her şey, kadının eseridir diyenlerin destanıdır. Yoksul köylülerin, işçilerin, kadınların, yurtsever aydınların destanıdır. Kaderine terkedilmiş Anadolu halkını vebadan, sıtmadan kurtaran doktorların destanıdır. Yalnız başına dağ köylerine gidip, tek katlı köy okullarında, bir sobanın sıcaklığında, bu ülkenin güzel yarınları için mücadele eden genç öğretmenlerin destanıdır”

“CUMHURİYETSİZ VATAN ESİRLER YUVASIDIR”

Yeşiltaş konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Bundan tam 89 yıl önce, 29 Ekim 1934 yılında, şenlik yerine dönmüş bir Bursa köyünde, köy öğretmeni kürsüye çıktı ve kendisine bakan köy halkına şunu söyledi. Cumhuriyetsiz millet esir kalabalığı Cumhuriyetsiz vatan, esirler yuvasıdır! 89 yıl önce, Bursa’nın bir köyünde yankılanan bu sözü bugün daha iyi anlamalıyız.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte ayrıcalığını kaybetmiş olanların, Cumhuriyete kini hiç bitmedi. Bu sebepten dolayı, bugün, bu güzel ülkeyi esirler yuvası haline getirmek isteyenler var. Açık bir şekilde bir yol ayrımındayız. Türkiye, ya gerici, cumhuriyet düşmanı bir anlayışın egemenliğine girip esir düşecek, ya da bizler, mücadeleye devam edip Cumhuriyeti köklerinden yeniden canlandıracağız”

“YEPYENİ BİR SAYFA AÇIYORUZ”

Yeşiltaş ,“4 kardeşini fakirlik yüzünden toprağa veren, 7 yaşında yetim kalan mavi gözlü bir çocuk, nasıl daha sonra yedi düveli yenip, saltanatlar devirdiyse, bugün bu ülkenin yoksulları, bu ülkenin ezilenleri, bu ülkenin aydınları, onun kurduğu Cumhuriyeti tekrar yeşertecek! Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Bizler mücadele kitabımızda yepyeni bir sayfa açıyoruz. Bu ülkenin yoksulları ve cumhuriyet sevdalıları birleşecek, milletin bağımsızlığını yine milletim azim ve kararı kurtaracak. Bu ülkenin aydınlık geleceği için, bu ülkenin emekçi ve onurlu halkı için mücadele edip, Cumhuriyeti gerçek anlamına tekrar kavuşturacağız” dedi.

“KİRAZLIYAYLA SANATORYUMUNU EMPERYALİST TEKELE HEDİYE ETTİLER”

Yeşiltaş, Cumhuriyet düşmanı ve saltanat meraklılarının Cumhuriyet kazanımlarını yağmaladığını vurgulayarak konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

“Verem hastaları için açılan Kirazlıyayla Sanatoryumunu, binbir zorlukla bu ülkeden kovduğumuz Fransızlara sattılar. Emperyalist bir tekele hediye ettiler. Onlar birkaç gün sonra, o oteli gülerek açmadan önce, bizler buradan Atamızın huzurunda ona söz veriyoruz.

Önce saltanat düşkünlerinin oyuncağı haline düşmüş dediğin Bursa’yı, sonra da uğrana ölümleri göze aldığın bu vatanı bezirgan saltanatından kurtaracağız.

Bu halktan çalınan ne varsa, hepsini teker teker geri alacağız.

Selam olsun Cumhuriyet sevdalılarına!

Selam olsun aydınlık yarınlara!

Selam olsun ikinci yüzyıla!

Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Laik Türkiye Cumhuriyeti!

Nice yüzyıllara dostlar ”

CHP BURSA’DAN COŞKULU 100. YIL YÜRÜYÜŞÜ yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Ali Osman Karahan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bursa Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığına avukatlarıyla gelen Ali Osman Karahan İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra çıkışta basın açıklaması yaptı.

Karahan, 1947 yılından bugüne Siyonist İsrail yetkilerinin verdiği talimatlar doğrultusunda, Filistin topraklarının büyük bir bölümünü işgal edildiğini, Terörist israil sistematik katliamlarla yüz binlerce Filistinliyi öldürdüğünü söyledi.

Karahan “Özellikle Gazze’de İsrail tarafından 16 yıldır devam eden kuşatma sonucu tüm insanlığın gözü önünde masum kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere iki buçuk milyon insan gıda, su, ilaç, tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynakları gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmıştır.

Bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir.

7 Ekim 2023 tarihinde ağır ambargo ve abluka altındaki Gazzede yaşıyan filistin halkı işgal edilen topraklarını  işgalci Siyonist israilden geri alabilmek ve meşru müdafaa haklarını kullanarak direnişe geçmiştir.

Siyonist terörist İsrail , uyguladığı ablukayı artırmakla kalmamış, İnsanlığa Karşı Suçların en ağırlarını masum sivillere, çocuklara ve kadınlara karşı işlemiştir.

Bunun da ötesinde Siyonist İsrail yetkililerinin verdiği talimatlar doğrultusunda işgal ettiği Filistin topraklarında , masum sivil halka karşı büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamıştır.

Sistematik hale gelen bombardımanlarla Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek soykırıma varacak derece büyük bir insanlık suçu işlemiştir.

Siyonist İsrailin insanlık dışı saldırıları sonucu öldürülen canların 1500’den fazlası ne yazık ki çocuklardır.

Filistin’deki masum insanlar acılarını yaşayamadan, paylaşamadan başta Batı Şeria ve Kudüs olmak üzere çocuk katili devlet sıfatını alan İsrail’in haksız tutuklamalarına ve işkence eylemlerine maruz kalmışlardır.

İşgalci İsrail güçleri, tarafından 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren işgal altındaki Batı Şeria’da düzenlediği saldırılarda 3 bin 785 kişi hayatını kaybetmiştir. 3.785 kişiden 1524’ünün çocuk 1000’inin ise kadın ve diğerlerinin de masum sivillerden olduğu anlaşılmaktadır.

Terörist İsrail’in saldırılarında yaralanan kişi sayısının 12 bin 493 olduğunu yaralılardan 3 bin 983’ünün çocuk, 3 bin 300’ünün ise kadın olduğunu  anlaşılmaktadır.

İşgalci İsrail şu ana kadar tüm uluslararası sözleşmeleri, insanlığın ortak birikimi olan vicdani değerleri hiçe sayarak Gazze özelinde tüm Filistin halkını yok etmek amacıyla tüm kutsal kitapların lanetlediği eylemleri yapmaktan geriye durmamıştır. Bu eylemler açık ve inkâr edilemez bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur.

Siyonist İsrail güçleri tarafından tüm insan haklarına saldırılmış, savaşta dahi uygulanması gereken en temel hukuk kurallarına aykırı hareket edilmiştir.

En şiddetli hava saldırıları ile hastaneler bombalanmıştır.

Tüm dünyanın gözü önünde olan bu vahşet, insanlığa, topluma karşı işlenen, suçlara karşılık Saadet Partisi olarak hukuksal bir mücadeleyi başlatıyoruz.

Siyonist israilli yetkililer tarafından , masum insalara karşı canice işlenen bu terör suçlularını işleyen ve  destekleyen tüm şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunduk.

Ülkemizin ulusal yayın organlarında, uluslararası haber ajanslarının tamamına yakınının yazılı, sesli ve görsel yayınlarında; Devletlerin, uluslararası kuruluş ve örgütlerin yazılı ve görsel ifade, beyan, kınama ve yardım çağrılarında şüphelilerin söz konusu insanlık dışı suçları kasti işledikleri ortada olup bu hususlara yönelik delil sunmak izahtan uzaktır.

Bu cihetle şüpheliler hakkında soruşturma ve kovuşturulma yapılması elzemdir. Suç duyurumuz neticesinde gerekli soruşturmanın yapılması ve hukuk çerçevesinde faillerin en şedit şekilde cezalandırılmalarını talep etmekteyiz.

Saadet Partisi olarak yaptığımız basın açıklamamıza katılan, mazlum Filistin halkının yanında olduğunu gösteren siz değerli katılımcılara saygılarımı ve selamlarımı sunuyorum” dedi.

Saadet Partisi Bursa İsrailli yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Saadet Partisi il başkan yardımcısı İkram Akkaya Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylığını açıklamak amacıyla bir basın açıklaması yaptı.

Yaklaşan mahalli idareler seçimi nedeniyle belediye başkanlığına aday adaylıklarını açıklamalar başladı. Saadet Partisinde ilk olarak Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı olduğunu duyuran il başkan yardımcısı İkram Akkaya parti il merkezinde basın açıklaması yaptı.

Akkaya kendisini tanıtarak “Erzurumlu bir anne-babanın evladı olarak Bursa’da dünyaya geldiğini, yani bu toprakların çocuğu, bu şehrin insanı olduğunu” vurgulayarak “Bendeniz İkram Akkaya, Avukat, 38 yaşındayım” dedi.

Akkaya yaptığı açıklamada;

“Kıymetli Bursalı Hemşehrilerim,

Bir araya geliş sebebimize geçmeden önce bugünkü belediyecilik anlayışının

şehr-i Bursamızı getirdiği durumu paylaşmak isabetli olacaktır.

Bugünkü belediyecilik anlayışı, dağlarımızdaki çınarların, ovalarımızdaki fidanların yerine binalar dikme, tarım alanlarına asfalt ekme, bunlarla da rant devşirme üzerine kuruludur. Mevcut şehircilik anlayışı, insanlarımıza etrafı betonlarla çevrili bir zindan hayatını reva görmüş, millet bahçeleri ve gençlik merkezleriyle de volta alanları oluşturmuştur. Artık tıkanmışlık sadece trafikte değil, hayatın her alanında kendini göstermekte, büyük bir sıkışmışlık yaşanmaktadır. İnsanlarımız ekonomik sorunların yanı sıra psikolojik sorunlarla da baş etmek zorunda bırakılmış. Neticede gençlerimiz, kadınlarımız ve erkeklerimizin önemli bir bölümü hatta elinde tespih, Allah’ı zikreden ninem dahi anti-depresan ilaçları kullanmaya başlamıştır.

İnsanlarımız en basit işlerini çözebilmek için bile araya birilerini koymak zorunda bırakılmıştır. İş adamlarının bir kısmı kaçak fabrikaya yönelmiş, belediyelerle iş tutan, namı müteahhit olan bir kısım zevatla belediyeler, adına komisyon dedikleri bir rüşvet ağı kurmuştur. Dolayısıyla bugünkü şehircilik anlayışı problemdir, hastalıktır. Bu anlayışın devam etmesi Bursa’mıza yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bu anlayış nasıl ki Bursaspor’umuzu 2. Lige düşürdüyse milli görüşün belediyecilikteki çıtasını da küme düşürmüştür.

Kıymetli Bursalılar,

Çözümü olmayan sorun yoktur. Birlikte yaşadığımız Bursa’mızın sorunlarını, bu sorunların sebeplerini, hepsinden önemlisi bu sorunların nasıl çözüleceğini biliyoruz. Bursa’mızın sorunlarını çözmeye, hemşerilerimizin derdiyle dertlenmeye talibim. 31 Martta yapılacak yerel seçimlerde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaylığımı kamuoyuyla paylaşıyorum.

Hemşehrilerim,

Muhalefet ve iktidar belediyelerinin imar rantını paylaşmada nasıl bir ittifak içerisinde olduklarını biliyoruz. Bu kirli ilişki ağını bozmak için adayım.

Ovamıza, dağımıza iş adamı, yatırımcı, müteahhit kisvesiyle çökenleri, iktidar ve muhalefet belediyelerinin buna nasıl göz yumduğunu, ovayı nasıl işgal ettiklerini biliyoruz. Ovanın hakkını ovaya, doğanın hakkını doğaya vermek için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.

Trafiğin tıkandığı, insanlarımızın betonlar arasında sıkışıp kaldığı Bursa’mıza nefes aldırmak, şehri köylerimize ilçelerimeze yaymak, yeniden yaşanabilir Bursa’yı inşa etmek için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.

Maddi manevi büyük bir külfete dönüşen toplu taşımayı ucuzlatarak, özellikle öğrencilerimiz açısından büyük bir nimete dönüştürmek için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.

Mahallelerimizi, sokaklarımızı güvenli hale getirmek, annelerimizin endişelenmeden çocuklarımızı yeniden özgürce koşup eğlenebileceği alanlara gönderebilmeleri için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.

Büyükşehir yasasıyla köylülerimizin elinden alınan imkanlarını tekrar sahiplerine iade etmek, köylerimizi insan yaşamının merkezi haline getirecek altyapıyı hazırlamak için Bursa Büyükşehir Belediye başkanlığına adayım.

Depreme karşı dayanıksız binaların dönüşümü yerine, rantı merkeze alan kentsel dönüşüme son verip insan canını merkeze alarak riskli binaların dönüşümünü gerçekleştirmek için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.

“Ben yaptım, oldu!” anlayışına son verip demokratik katılımı, birlikte yönetmeyi esas alan anlayışı hakim kılmak için Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına adayım.

Kıymetli Hemşehrilerim,

Saadet Partimizin yetkili kurullarının oluruyla aday olmam durumunda sizlerin desteğiyle takip edeceğimiz yol, Siyonizmin karbon ayak izi ve milletimizi köleleştiren şehircilik anlayışı olmayacak. İnsan onuruna yaraşır, şehrin ve yaşamın mücadelesi olacaktır. Bu mücadele, neslimizi ve geleceğimizi savunma mücadelesidir. Bu mücadele şehrin çeperlerinde, göbeğinde unutulmuş, sefalete mahkum edilmiş insanların mücadelesidir. Eğer siz hazırsanız, ben hazırım, diyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.

Akkaya yaptığı açıklamadan sonra aday adayı dosyasını il başkanı Ali Osman Karahan’a teslim etti.

Saadet Partisinden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Yapılan açıklamada BURSA İÇİN BİRLİK; “Kahramanmaraş’taki yıkıcı depremin ardından binlerce bina yerle bir oldu. “Deprem yönetmeliği olmasına rağmen bu kadar bina neden yıkıldı” diye soruyoruz. Yıkılan binaların müteahhitleri ve binalara ruhsat verenlerin adil bir şekilde yargılanmasını talep ediyoruz. Lütfen şimdi bunun sırası mı demeyin. Bir yandan depremzedelere yardım ederken, bir yandan binaların bu halde olmasından sorumlu olanlardan hesap sormalıyız. Şimdi bu kişiler yargı önünde hızla hesap vermezse, bundan sonra yine kaçak yapılar, deprem yönetmeliğine uygun olmayan yapılar yapılacak ve bir sonraki depremde yine canımız yanacak. Hepimiz biliyoruz ki ülkemizde gündem değişip, depremi yaşayanlar acılarıyla baş başa kaldığında, bu konunu unutulacak, unutturulacak. 99 Depreminin davaları ne oldu, sonuçlarını bileniniz var mı?

Gölcük, Kocaeli depremlerinde de bunları yaşadık. Önce herkes isyan etti, sonra unuttu. 6000 müteahhit ve teknik sorumluya dava açıldı. Ama kaç kişi ne ceza aldı? Evet bu çok büyük bir depremdi ve iki deprem üst üste yaşandı. Ancak bir bina yerle bir olmuşken, yanındaki binanın ayakta kalması neyle açıklanacak? Hastane binalarının, devlet kurumlarının, okulların, otellerin, havaalanının yıkılmış olması sizce kabul edilebilir bir durum mu? Sadece 1 yıllık olan ve deprem yönetmeliğine uygun diye reklamı yapılan binaların toza dönüşmesinin hesabını kim verecek? Bu binaları yapanlar ve buna izin verenler, vakit geçmeden yargılanmaya başlanmalı.

Bunun için:

1. Binaların tarihleri sorgulansın. Belediyelerin elinde bu bilgi var. Tarih itibariyle envanteri çıkarılsın

2. O envantere göre ruhsat veren net bir şekilde ortaya çıkacak. Kurumlar ve imza verenlerin listesi çıkarılsın.

3. Hatalı olduğu tespit edilen tüm firma, kişi ve kurumlar hakkında savcılık hızlı bir şekilde soruşturma başlatsın.

4. Sorumlu kişiler hakkında yurt dışı çıkış yasağı uygulansın.

5. Atılan adımlar vatandaşlarla şeffaf bir şekilde güncel olarak paylaşılsın

Zorunlu deprem sigortası gereği binası hasar görenlerin zararları karşılanmak zorunda ama, bunun da hakkaniyetli bir şekilde yapılacağından emin olmak istiyoruz. Bu önerimiz deprem kuşağının üstünde bin yıldır varlığını iç ve dış düşmanlara karşı koruyan ülkemizde uygulanması gereken “Sürdürülebilir Afet Yönetimi” kapsamının yalnızca küçük bir parçasıdır.” ifadeleri kullanıldı.

BURSA İÇİN BİRLİK; Sorumlu olanlardan şimdi hesap sormalıyız! yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Hafta sonu Saadet Partisi bursa il teşkilatının  genişletilmiş il divan toplantısı vardı. Bursa’nın en büyük salonu olan Merinos AKKM Osmangazi salonunda büyük bir coşkuyla gerçekleştirdi.

Sahneye 16 metre uzunluğunda kurulan led ekran salona müzik ve görseller ile heyecan katması çok başarılı idi.

Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu’nu yoğun programlarından dolayı Bursa’ya gelemedi ama Bursa’ya özel mesaj ileten bir video ile Bursalılarla paylaşıldı. Programa Genel Başkan Yardımcısı fatih Aydın,  Bursa il sorumlusu GIK üyesi Eyüp Yıldırım, GIK üyesi Gökhan Gerçek, GIK üyesi Salih Berber, GIK üyesi Selim Sait Terzioğlu, Recep Aygün ve çok sayıda partilinin katılımıyla üç kat olan Osmangazi salonunu doldurdular.

İl Başkanı Mehmet Atmaca “son üç aydır mahalle ve sandıklara kadar inerek Tüm Milli Görüşcüler insanlarımıza dokunmaya gayret ettiler, bunun sonucu olarak kenarda köşede kalmış bu davaya inanmış ne kadar çok insan olduğunu görmüş olduk. Bu salonda şu an o insanlardan var. Bu davaya katkı koymak isteyen, emek vermek isteyen bir sürü insan var, yeter ki siz onlara ulaşın. Emek bölgesinde bir temsilcilik ve birçok insan temsilcimize ulaşarak siz nerelerdeniz diyor. Bursa’da üç milyon insan var ve bizim verede olduğumuzu görmeyen bir sürü insan var. Onlara dokunmak ve ulaşmak bizim sorumluluğumuz ve görevimiz. Burada gördüğünüz gibi iki bin kişiyle il divanlarımız yapar olduk dedi.

Daha sonra söz alan Saadet Partisi genel başkan yardımcısı Fatih Aydın Bosna-Sırp savaşından bir anektot paylaşarak “1993’de Bosna’ya saldıran Sırplar Müslümanları katlediyor, kadınlarımıza her türlü kötülüğü yapıyor, yakıp yıkıyorlardı. Görüntüde üstünlük Sırplarda gibiydi. Tam bu sırada bir Sırp komutan Aliya İzzetbegoviç’in telsiz şifrelerini kırar ve ona şöyle der: Aliya, boşuna uğraşmayın kazanamazsınız, üstünlük bizde, hepinizi öldüreceğiz ve zafer bizim olacak der. Aliya cevap olarak ona dedi ki, kafanı yukarı çevir bak ne görüyorsun Hilal değil mi. Ne zaman ki o hilal oradan gider yerine haç gelir siz ancak o zaman galip gelebilirsiniz. Bu inanmışlığın bu kararlılığın neticesinde zafer Bosnalıların olur. Bizim bir davamız var, bir hedefimiz var, bizin değerimizi rakamlar, sayılar asla ve asla ölçemez. Tabi ki biz mücadelemizi inancımızdan alarak yerine getiriyoruz. Bu inanmışlığın bugün ülkemizde ete, kemiğe bürünmüş hali saadet kadrolarıdır, Saadet Partisidir. Saadet Partisi önce menfaat diyenlerin değil önce hizmet diyenlerin partisidir.

Kütahya’da yılda 1,5 milyon yolcu garantili havalimanı yaptılar, yılda 7 bini bulmadı. Balıkesir’e hava limanı yaptılar bir yıldır uçak kalkmadı. Buğday dışardan, nohut, fasulye dışardan, mercimek dışardan, kuruyemiş ürünlerimiz dışardan geliyor. Tarihimizde ilk defa peynir fiyatları et fiyatlarını geçmiş durumda. Neden, çünkü sür ineklerimizi kesime vermeye başladık. Bunların toplumsal yansımaları ise daha acıdır. Neden, çünkü bir ülkede enflasyon oranı neyse o ülkede suç oranları bunun iki katıdır. Eğer yüzde on ise yüzde yirmi suç oranları vardır.  Yüzde elli ise yüzde yüz suç oranları vardır. Cezaevlerinde yığılmalar var, hırsızlık, cinayet almış başını gidiyor, uyuşturucu her sokakta, gençlerimiz karamsar, gençlerimiz buldukları ilk fırsatta yurt dışına çıkacaklarını beyan ediyorlar. Biz Saadet partisi olarak bunları nasıl çözeceğiz. Biz 22 tane politikalar kurulu oluşturduk. Bu kurullar insan hakları, adalet, kamu yönetimi, güvenlik, ekonomi gibi 22 tane kurul. Bu kurulların başında 22 tane yetkin arkadaşımız var. Bunun yanında 400 civarında akademisyen ve bürokratlardan oluşan bir kadro ile birlikte bu çalışmalarımızı icra ediyoruz. Bu kurullarımız son üç yıl içersinde 73 adet rapor yayınladı. Türkiye’de resmi kurumlar dahil bizim gibi çözüm arayan hiçbir kurul bulamazsınız. Çünkü biz Saadet Partisi olarak çözümlere çalışan bir teşkilatız. Bir yıldan beri yaptığımız hazırlıkla Türkiye’mizdeki bütün alanları ve konuları kapsayan bir çalışmayı başlattık. Saadet Partisi olarak iş başına geldiğimizde sorunları nasıl çözeceğiz, onların hazırlıklarını tamamladık. 29 ana başlıkla 129 alt başlıkta Türkiye’mizin bütün konularını sorunlarını tespit ettik ve bütün bunlara ilişkin güncel, bilimsel ayakları yere basan çözümlerimizi ortaya koymuş olduk. Altılı masanın ilan ettiği ortak metnine de Saadet Partisi olarak en büyük katkıyı sunduk.

Ülkemizin çözülemeyecek hiçbir problemi yoktur. Her şeyden önce yaşadıklarımız bir mecburiyet değil bir stratejidir. Biz yokluktan dolayı yoksulluk yaşamıyoruz, yaşadıklarımız bir stratejinin gereğidir. Zengini daha zengin olabilmesi için fakirin daha fakir hale getirilmesi gerekiyordu ve bugün maalesef o yapılmıştır. Geçen yıl 40 liraya aldığımız peyniri bugün 140 liraya alıyorsak hiç kimse bu yaşadıklarımızın bir mecburiyet olduğunu anlatamaz” dedi.

SAADET PARTİSİ BURSA’DAN SEÇİM STARDI yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Bursa Magder Başkanı Yusuf Yumru ve ekibi Güncel Haber 16 stüdyosuna ziyarette bulundu.

Kanal yöneticilerinden Tarık Şeker ve Yelda Baykız’ın misafir ettiği konuklar basının öneminden bahsettiler.

‘Bursa risk bölgesi’

Bursa’nın ve özellikle Gemlik’in deprem bölgesi olduğunu ve neler yapılması gerektiği hakkında bilgi sundular.

Ayrıca sadece deprem anlamında değil,kayıp, acil müdahale ve diğer afetler konusunda da tayakkuz halinde olduğuna degindiler

Bursa Magder’den Güncel Haber 16’ya Ziyaret yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.

Saadet Partisi Genel Başkan yardımcılarının katılımıyla Bursa’nın 17 ilçesini kapsayan programla çalışmalara başladılar.

Üç günlük yapılacak programın ilk gününde yoğun ziyaretler gerçekleştiren Genel Başkan Yardımcıları Bülent Kaya Bursadabugün Tv’de bugün özel programında Aysın Komitgan’ın konuğu oldu. Daha sonra Yıldırım ilçesinde esnaf ziyaretleri gerçekleştiren Kaya, Diyarbakır Kültür ve Yardımlaşma Derneğini ziyaret etti. Dernek ziyaretinin ardından AS Tv’de Sevda Kurul’un hazırlayıp sunduğu Satırbaşı Programı’na konuk oldu.

Osmangazi ilçesinde ise Kadın Kolları Genel Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Bahri Şarlı beyi ziyaret etti. Daha sonra Line TV Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Erdoğan Tan’ı ziyaret etti. Line Tv ziyaretinin ardından Tüm Sağlık Çalışanları Derneği (TÜMÇAD) Başkanı Metin Altundal’ı ziyaret etti. Ekinci daha sonra Nöbetçi Gazeteyi ziyaret ederek Enver Akasoy ile bir süre sohbet etti.

İnegöl ilçesindeki programa katılan Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Nurettin Çelik, İnegöl’ün yerel basınıyla kahvaltıda bir araya geldi. Nurettin Çelik daha sonra SS 39 nolu İnegöl Karayolu Yük Taşıma Kooperatifi’ni ziyaret etti. Çelik burada Kooperatif başkan vekili Niyazi Cengiz beyden lojistik sektöründeki sorunlarla ilgili bilgi aldı.

Karacabey ilçesinde altılı masa ile bir araya gelen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi Salih Berber daha sonra esnaf ziyareti gerçekleştirdi.

Kestel ilçesinde yoğun programa katılan Genel İdare Kurulu Üyesi Eyüp Yıldırım ilk olarak Kestel Ziraat Odası başkanı Eyüp Kılıç’ı ziyaret etti. Ardından Kestel Yöre gazetesini ziyaret etti. Yıldırım buradan Muhtarlar derneğini ziyaret etti. Kestel ilçesinin esnaflarını ziyaret eden Yıldırım daha sonra Kestel Şoförler Odası Başkanı Meysun Ayva’yı ziyaret ettiler. Eyüp Yıldırım daha sonra Kosab Bölge Müdürü Nureddin Uşak’ı ziyaret etti. Yıldırım akşam programı için Çataltepe mahallesini ziyaret etti.

Saadet Partisinden Bursa çıkarması yazısı ilk önce bursayerel üzerinde ortaya çıktı.